The Wailing (2016)

Güney Kore'de sakinleri birbirini çok iyi tanıyan bir dağ kasabasında hayat her zamanki gibi devam ederken kasabaya zekâsı ve kibar tavırlarıyla dikkat çeken ancak tek başına olmaktan hoşlanan bir adam taşınır. Kasabaya gelişinden kısa süre sonra gizemli bir hastalık yayılmaya başlar. Kasaba sakinleri hastalığın sorumlusu olarak yabancıdan kuşkulansalar da polis yabani mantar yüzünden zehirlendiklerini düşünmektedir.

The Wailing (2016)

Konusu 

Güney Kore'de sakinleri birbirini çok iyi tanıyan bir dağ kasabasında hayat her zamanki gibi devam ederken kasabaya zekâsı ve kibar tavırlarıyla dikkat çeken ancak tek başına olmaktan hoşlanan bir adam taşınır. Kasabaya gelişinden kısa süre sonra gizemli bir hastalık yayılmaya başlar. Kasaba sakinleri hastalığın sorumlusu olarak yabancıdan kuşkulansalar da polis yabani mantar yüzünden zehirlendiklerini düşünmektedir. Soruşturmanın başında yer alan polis memuru Jong-goo yabancı hakkında bilgi veren Moo-myung isimli gizemli bir kadınla tanışır. Akabinde Jong-goo'nun kızı da aynı belirtilerle hastalanır. Umutsuzca kızını hastalıktan kurtarması için şaman Il-gwan'a emanet eden Jong- goo'nun gizemli olayı çözmekten başka çaresi kalmamıştır.

Yorum

Filmin bana hissettirdikleri konusunda büyük bir çıkmazın eşiğindeyim açıkçası. Polisiye-Gerilim türündeki örneklerinin kurgularını çok zekice bulduğum ve izlemekten de büyük keyif aldığım Güney Kore sineması adına, beni çok mutlu eden bir yapım olmadı ne yazık ki.

Bugüne kadar edindiğimiz bilgiler ve deneyimler ışığında söylebilirim ki, Kara Büyü yapılan insanlar genellikle bir virüsün etkisi altında kalmışcasına belirti göstermezler. Hedef alınan kesim çoğu zaman kişisel veya aileseldir. Fakat bu filmde, tümden bir köy halkının maruz kaldığını ve bulaşıcı hastalık gibi herkesi etkilediğini gözlemliyoruz. Kaldı ki bu büyüyü bozma ayini düzenleyen şamanın gösterdiği kolbastı dansının hallicesi olan kareografiyi de çok ciddiyetsiz buldum.

Ne kadar korkunç bir film olursa olsun, Güney Kore insanının sıcaklığı ve cana yakınlığı; en sinirli anlarında bile konuştuklarında ki ses tonları ve vurguları, olaylar karşısındaki tepkileri, mimikleri ve vücut dillerinden dolayı ciddiye alamıyor insan. E hal böyle olunca tüm etkisi ortadan kalkıyor hikayenin ve almnız gereken gerçek duyguyu alamıyorunuz.

Okuduğum yorumlardan dolayı beklentim biraz yüksekti ve bu bağlamda sürekli bir bekleyiş içerisindeydim film boyunca lakin bir de bakmışım filmin sonu gelmiş. Muhtemeldir ki bu bekleyişten dolayı, iki buçuk saat gibi uzun bir süresi olan filmi sıkılmadan bitirdim. Beğenmedim dersem yalan, sevdim desem abartı olur. Arada kaldım işin doğrusu...

Tepkiniz Nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow