The Shadow In My Eye (2021)

Birçok Kopenhag sakininin kaderi, 2. Dünya Savaşı’nda bir bombalama görevinin yanlışlıkla çocuklarla dolu bir okulu hedef almasıyla kesişir. Gerçek olaylardan uyarlandı.

The Shadow In My Eye (2021)

Konusu

Birçok Kopenhag sakininin kaderi, 2. Dünya Savaşı’nda bir bombalama görevinin yanlışlıkla çocuklarla dolu bir okulu hedef almasıyla kesişir. Gerçek olaylardan uyarlandı.

21 Mart 1945’te İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetleri, Gestapo’nun Kopenhag’daki karargahını bombalamak için bir göreve başladı. Bombardıman uçaklarından bazılarının yanlışlıkla bir okulu hedef alması ve 86’sı çocuk 120’den fazla kişinin ölmesi nedeniyle baskın ölümcül sonuçlar doğurdu.

Yorum

Film, bu korkunç yaşanmışlığın kısa bir özetini verdikten sonra mutlu bir sahneyle başlıyor. On iki yaşında bir oğlan;  çiftlikten yumurta almış, sepetine doldurmuş ve bisikletinin arkasına yerleştirmiş, ıslık çalarak keyifli bir şekilde pedal çevirerek eve doğru gitmektedir.  Öte yandan başka bir aile törene yetişmek için sevinçli bir telaş içerisindedir; öyleki çorabının kaçması büyük sorundur bir genç kız için. Oysa birkaç dakika sonra başlarına ne büyük felaketin geleceğinden habersizdirler…

Olay anlatımını burada kesiyorum, anlatımın teknik ve edebi boyutlarına geçiyorum. 

Danimarkalı Yönetmen, Ole Bornedal’ın  anlatım biçimini hayranlıkla izledim. Parçalardan bütüne doğru nasıl bu kadar güzel yol aldığına, hiç alakasız kişilerin yollarının nasıl kesiştiğine ve filmin sonuna kadar sizi parçaları birleştiremeyeceğiniz hissine kaptırıp sonunda kahramanların dört bir yandan gelip ortak noktada nasıl  şiddetli bir çarpışmaya sebep olduğuna tanık oldum.

Kamera kullanımı, tamamen özgün; yeni dalga akımından etkilenme olduğunu hissediyorsunuz. Kamerayı odak noktaya tutup, titreterek size olayın özetini yapıp “şimdi buradan ne çıkacak” hissiyle önce bekletiyor sonra  darbeyi (iyi anlamda) vuruyor. Özellikle son sahnedeki Eva’nın annesinin yüzüne odaklanan kamera anlatımı tek kelimeyle müthişti. Keza pilotun yüzüne, Eva’nın yüzünde oynayan kamera da adeta bir oyuncu rolünü üstlenmiş.

Diğer taraftan edebi anlamda metafor bağlantıları da harikaydı. Az çok edebiyat bilen birisi o bağlantıyı keşfediyor arkadan ne geleceğini tahmin ediyor. Örneğin araba içindeki üç genç kızdan birisi sigara içerken sigarasını düşürüp mantasonu yakmasından kötü birşey olacağını anlıyorsunuz. Bunun gibi birçok sahne var; yumurtaların kırılması, çorabın kaçması gibi…

Tepkiniz Nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow