The Out Laws (2023)

Owen'ın yöneticilik yaptığı banka, düğününe günler kala soyulur. Üstelik tüm kanıtlar, son derece tuhaf bir şekilde müstakbel eşinin ailesine işaret etmektedir.

The Out Laws (2023)

Konusu

Owen'ın yöneticilik yaptığı banka, düğününe günler kala soyulur. Üstelik tüm kanıtlar, son derece tuhaf bir şekilde müstakbel eşinin ailesine işaret etmektedir.

Yorum

Senaryosunu, Evan Turner ile Ben Zazove'un kaleme aldıkları ve yönetmen koltuğunda da Tyler Spindel'ın oturmakta olduğu "The Out-Laws"; Adam Sandler'ın yapımcılığını üstlendiği, oldukça renkli bir aksiyon komedi olarak geliyor karşımıza...

Gelin isterseniz, yeşil perde ve görsel efekt teknolojileriyle başarılı makyaj uygulamalarının yanı sıra zorluk derecesi yüksek sahnelerindeki koordinatörlüklerini; Freddy Bouciegues, Jimmy Chhiu ve Eric R Salas'ın üstlendikleri, dublör oyuncuların performanslarına yaslanılarak çekilen bu Netflix filmine biraz daha yakından bakalım...

***

SunRidge United Bankası'nın müdürlüğünü yapmakta olan Owen T. Browning (Adam Devine) ile yoga stüdyosu işleten Parker McDermott (Nina Dobrev)...

Doktorunun tavsiyesi üzerine...

Fazla kilolarından kurtulmak isteyen Owen'ın, gittiği yoga stüdyosunda tanışan ve şimdi de evlilik hazırlığındaki iki nişanlıdırlar...

***

Ve Parker'ın verdiği müjdeli habere göre...

Kendisinin annesi Lilly McDermott (Ellen Barkin) ile babası Billy McDermott'da (Pierce Brosnan); bir son saniye şaşırtmacası yapmak suretiyle, kızlarının düğününe katılma kararı vermişlerdir...

***

Neyse...

Tyree (Lil Rel Howery), Owen'ın yönettiği bankanın özel güvenlik görevlisiyken...

Marisol (Laci Mosley) ile kilitli kaldığı kasanın kapısının iç tarafındaki manivelayı bulamadığı için, her seferinde kurtarılmayı bekleyen Gary'de (Dan Jablons); aynı bankanın çalışanlarıdır...

***

Aynı günün akşamı...

Parker ile Owen, Roy'un Teppenyaki restoranında; Owen'ın annesi Margie Browning (Julie Hagerty) ile babası Neil Browning (Richard Kind) ve kuzeni RJ (Blake Anderson) ile beraber yemek yiyip sohbet etmektedirler...

Elbette ana konu da...

O güne kadar kimseciklerin görmemiş olduğu Parker'ın annesi ile babasıdır...

***

Derken...

Owen'ın telefonu çalar...

Arayan, daha da doğrusu telefonuna geri dönüş yapan...

Owen'ın kendisinde Parker'ın annesi ile babasının fotoğraflarının bulunup bulunmadığını soracağı...

Depocu Boris'ten (Mo Gallini) başkası değildir...

***

Zira...

Lilly ile Billy McDermott çiftinin, Boris'in deposunda yerleri bulunmaktadır...

En azından Owen, böylesi bir bilgiye sahip olmuştur...

***

Aynı esnada...

Restorandaki kendi masalarında, alevli bir kaza olup babasının kolu da tutuşunca Owen, bu konuşmayı sürdüremese de...

Harekete geçen Boris...

Anında...

Satmaya getirdiği elmaslarına el koyduğu adamı, tam alnının ortasından vurarak öldürecek olan Rehan'ı (Poorna Jagannathan) arayarak bilgilendirir...

***

Çok geçmez...

Günlük mesaisinin sonunda, market alışverişini de yapıp...

Akşama da, Parker ile sevişme hayalleri kurmakta olan Owen; çıkıp evine gelir...

***

Ancak...

Parker'ın, herkesin Amazon ormanlarındaki yerlilerle beraber yaşadıklarını zannettikleri annesi Lilly ile babası Billy, ondan önce gelerek girmişlerdir bile eve...

Hem de...

Kapı, kilitli olmasına rağmen...

***

Ertesi sabah...

Parker işine giderken, izin kullanan Owen; müstakbel kayınvalidesi ile kayınpederine, çevreyi gezdirecektir...

Hatta...

Bir Güney Amerika çömlekçiliği sergisine bilet de almıştır...

Aynen onları...

Yahudi Soykırımı Müzesi'ne de götürmeyi planladığı gibi...

***

Fakat...

McDermott'ların, bambaşka planları bulunmaktadır...

Örneğin paraşütle atlayıp, barda takılarak...

Owen'ı zilzurna sarhoş edip, yönettiği bankaya ilişkin tüm ayrıntıları kendisinin ağzından almak şeklinde olduğu gibi...

***

Üstelik...

Lilly ile Billy'e, iş ortakları Rehan'da katılmıştır artık...

Dakika 22...

Aksiyon ve komedi dozunun, hız kesmeden devam edecek olduğu filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; beklenmedik sürprizleri de bünyesinde barındıran, 73 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

Tepkiniz Nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow