Burn (2019)

Cehennem Gecesi, çalıştığı benzin istasyonunda bir soyguncu tarafından rehin alanın genç bir kadının hikayesini konu ediyor. Melinda, benzin istasyonunda çalışan genç bir kadındır. Kendisine güvenen iş arkadaşı Sheila’nın gölgesinde kalmakta bıkan Melinda’nın hayatı, bir adamın benzin istasyonunu silahla basması ile tamamen değişir. Çaresiz bir adam olan Billy, acilen nakit paraya ihtiyacı olduğu için benzin istasyonu soymaya karar verir ve Melinda ile Sheila’yı rehin alır. Ancak Melinda, beklenmedik bir anda Billy’yi etkisiz hale getirmeyi başarır. Herkes genç kadının Billy'yi polise teslim etmesini beklerken, Melinda bambaşka planları vardır.

Burn (2019)

Konusu

Cehennem Gecesi, çalıştığı benzin istasyonunda bir soyguncu tarafından rehin alanın genç bir kadının hikayesini konu ediyor. Melinda, benzin istasyonunda çalışan genç bir kadındır. Kendisine güvenen iş arkadaşı Sheila’nın gölgesinde kalmakta bıkan Melinda’nın hayatı, bir adamın benzin istasyonunu silahla basması ile tamamen değişir. Çaresiz bir adam olan Billy, acilen nakit paraya ihtiyacı olduğu için benzin istasyonu soymaya karar verir ve Melinda ile Sheila’yı rehin alır. Ancak Melinda, beklenmedik bir anda Billy’yi etkisiz hale getirmeyi başarır. Herkes genç kadının Billy'yi polise teslim etmesini beklerken, Melinda bambaşka planları vardır.

Yorum

“Burn”, hikâyesini de yazan Mike Gan’in yönetmen koltuğunda oturduğu ilk uzun metrajlı sinema filmi…

Gan’in adına, hem de oldukça düşük bir bütçeyle kotarıldığı her halinden belli olan bir “ilk film” için, oldukça temiz bir iş çıkartmış olduğunu söyleyebiliriz…

Birkaç müşteri ile Billy’nin peşindeki motorcuları saymazsak, ana karakterlerini Melinda (Tilda Cobham-Hervey), Billy (Josh Hutcherson), Sheila (Suki Waterhouse), Memur Liu (Harry Shum Jr.) ve Perry’nin (Shiloh Fernandez) oluşturduğu filmin hikâyesinde, bir benzin istasyonunun market bölümünde, gece vardiyasında yaşanılan gerilim dolu dakikalar anlatılıyor…

Aslında sıradan bir soygun olayı olarak kalması da mümkünken, davranış ve psikolojik bozukluk arasında gidip gelen “ezik” bir kişilik yapısı sergileyen Melinda sayesinde, nefes aldırmadan devam eden 88 dakikalık bir kâbusa dönüşüyor…

Ancak hakkını yemeyelim, söz konusu Melinda’yı canlandıran Avustralyalı genç oyuncu Tilda Cobham-Hervey, neredeyse Oscar’lık bir performans sergilemiş…

Hani öyle ki, Billy ve Sheila karakterlerinin de kendisini habire kışkırtarak yukarıda adını verdiğimiz rahatsızlıklarını tetiklemeleriyle, “Carrie” (1976) deki Sissy Spacek’i yani Carrie’yi anımsatacak kadar iyi oynamış…

Elbette çekimleri tek mekânlı bir sette yapılan bu filmde, yaratılan “boğucu atmosfer” ve yönetim tarzı nedeniyle (Blumhouse Productions’ın radarına girdiğinden yüzde yüz emin olduğumuz) Mike Gan ve teknik ekibini de kutlamak lazım…

Zira izleyiciyi rahatsız etmeyi fazlasıyla becermişler…

Sonuç olarak:

“Covid – 19 salgını yüzünden evlerde tıkılı kaldığımız bu günlerde, şiddet ve cinsellik içeren sahneleri yüzünden ne yazık ki, çocuklarınızla birlikte izlemenizi öneremeyeceğimiz, ‘Burn’ adına yaraşır sürpriz bir finale de sahip olan bu film, sıkılmadan vakit geçirmenize yardımcı olacaktır” diyelim ve yorumumuzu noktalayalım…

Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu son derece özgün satırlar, filme ilişkin aydınlatıcı tespitler toplamımız olsun…

Sinema sanatına yakışır, emek verilerek yazılmış bir başka kapsamlı yorumda yeniden sizlerle görüşmek üzere, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3 verdiğimiz bu film için önerimiz de olumsuz yorum ve puanlara aldırmadan, “bir şans da siz verin” şeklinde olacak…

Tepkiniz Nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow