Undici Giorni Undici Notti (1988)

Eleven Days, Eleven Nights, Joe D’Amato tarafından üretilen, yönetilen ve mercek altına alınan ve Jessica Moore, Joshua McDonald ve Mary Sellers’ın New Orleans’ta çektiği ve çektiği 1987 İtalyan erotik erotik drama filmi. Film, D’Amato’nun en büyük finansal başarılarından biriydi ve dünyadaki ülkelerde iyi sattı. 

Undici Giorni Undici Notti (1988)

Konusu

Eleven Days, Eleven Nights, Joe D’Amato tarafından üretilen, yönetilen ve mercek altına alınan ve Jessica Moore, Joshua McDonald ve Mary Sellers’ın New Orleans’ta çektiği ve çektiği 1987 İtalyan erotik erotik drama filmi. Film, D’Amato’nun en büyük finansal başarılarından biriydi ve dünyadaki ülkelerde iyi sattı. 

Yorum

İtalya’ya Erasmus’a giden İsveç’li Natali’nin güzellemeli ve bol Meriç dolu hikayesine hoş geldiniz sevgili blogcu dostlar. Bugün size yeni bir konulu film ile geldim. Hazırsanız sol elleri havaya kaldırıp başlayalım. Zira burada aradığınız şeyi bulamayacaksınız a dostlar. Only text.
           Natali ablamız genç ve mutsuz bir kadın. Evli ve çocuksuz olduğundan dolayı da gayet özgür bir birey. İskandinavların ne kadar relaks olduğunu zaten bilmeyen yok. Ruslar kadar olmasa da kadınlarının ne denli olduğunu hepimiz biliyoruz. Güzel gacılar vesselam. Hele bir de İtalya’ya giden bir İsveçli’yi hayal ettiğiniz vakit, ortaya kocaman bir sanat eseri çıkıyor. Biyolojik saatinin geçtiğini bilen Natali hanım, kendini erkeklere adamıştır. Her böcekten burun kılı alırım mottosuyla bir gün o erkekle, diğer gün başka bir erkekle takılır durur. Gezmediği sokak, girmediği bar kalmamıştır. Hatta günün birinde gemide bile evli bir herife kuyruk sallamış ve güzelliğinin verdiği avantajla diğer kadınlara karşı 3-0 önde başladığından dolayı gemideki adamı kendine bağlamıştır. Bağlamıştır derken sevgi mevgi hak getire. Olay tamamen mukoko durumu. Mercimekle fırın denklemini uzun süre devam ettirmeleri de cabası. Tabi herifin karısı evde kocaısnı bekleyip duruyor. Napsın kadın, baltazarı adamdan saymış da evlenmiş. Ne bilsin günün birinde 2 kuyruk sallayan finoya koşup gideceğini. Bir de bu noktada kendini haklı çıkarmak için çeşitli mazeret sunan erkekler de bir hayli çoğunlukta. Neymiş efendim eve gelip akşam olduğunda, “ay oram ağrıyor, yok buram ağrıyor” diyen bir hanımı varmış. Neymiş efendim, akşam eve geldinde karısı onu Hüseyin abi modundan karşılıyormuş, insan iki etek filan giyer de evde kadın olduğunu anlar diyen ne kadar çok koca var. İyi de dostum tüm bunlar senin karını boynuzlaman için sebep değil. Gider boşarsın, ne herzeg yiyorsan ye. Ama yok bizimki illa fantazik alemlere akacak. Aksi söz konusu bile değil. 
          Anlayacağınız dildeki ilişki; bizim sapın, Natali’ye gönlünü kaptırmasıyla başka bir boyuta taşınıyor. Tabi Natali instagram fenomeni. 50k takipçisi var ve hepsi de sap adayı. Yediği önünde yemediği arkasında. Bizim sapın şansı çok az yani. 

          Evvel zaman içinde kalbur zaman içinde derken Natali’nin gönlü yeni deryalar peşinde koşmaya başlar. Ama sapımızı da elinden kaçırmak istemez. Ne yapsam ne etsem diye düşünürken ciritsiz ciritle atlayan bir yarma buluverir. 
          Natali – Dinle beni Aygir Cabbar, sevgilimle ben takılırken, sen odaya gireceksin. Hanimiş benim sarı kuşum diyerek allah ne verdiyse bam çat güm. Anlaştık mı yiğido?
          Aygır Cabbar + Her türlü yenge, sen nasıl dersen.
          Tabi bizim minik kuşun başına gelen olaylardan haberi yok. Tam sevgilisiyle iş tutarken Aygır Cabbar’ı karşısında görüveriyor. Ne oluyor gadasını aldığım der demez Cabbar’la el ense güreşe tutuşuyor. Cabbar kaygısız p…e..z..v..gi..n önde gideni. Bir güzel haşlıyor bizimkini. Sonra küsmeler, intikam almalar birbirini kovalayıp duruyor. 

Tepkiniz Nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow