Kimsesiz Adonis bir yetimhanede günlerini geçiren, aslında iyi bir çocuk olmasına rağmen kavgacılığı ile tanınan bir yetimdir. Bir gün babasını tanıdığını söyleyen bir kadın onu ziyarete gelir ve kendisini yetimhaneden çıkartmak istediğini söyler. Babasının resmi nikahlı ama artık dul eşi olan bu kadın Mary Anne Creed’dir; Adonis’in babası ise efsanevi boksör Apollo Creed’den başkası değildir! Üvey annesinin himayesinde gayet iyi bir yaşama kavuşan Adonis, önündeki tüm iyi yaşam fırsatlarına rağmen tek bir arzu ile yanıp tutuşmaktadır; babası gibi boksör olmak! Kendisine karşı gelenlere inat babasının en yakın arkadaşı ve rakibi olan Rocky Balboa’nın kapısını çalar.
Filmin başrollerinde Michael B. Jordan, Sylvester Stallone, Tessa Thompson, Phylicia Rashad, Tony Bellew yer alıyor. Yönetmen koltuğunda Ryan Coogler otururken, senaryo ise Aaron Covington’a ait.

Yorum

Creed Philadelphia merdivenlerini tırmanıyor… 1976—>2015 Yuvarlayarak söylersek 40 yıl. İlk filmin üzerinden tam 40 yıl geçmiş. Bu arada bu ikisi dışında toplamda 5 film daha gelmiş. İlk film bir efsanedir. Onu kenara koyduğumuzda serinin en iyi ikinci filmi desem çok abartı olmaz herhalde. İlk film Rocky’nin doğuşuydu. Bu da ufaklık Creed’in doğuşu olmuş. Buradan sonrası Spoiler içerir..! Bu film boks sahneleri anlamında kaliteli bulduğum filmlerden biri oldu. Maçın öncesi, tezahüratlar, topluluk, o coşkuyu bir çok boks filminden daha iyi vermişler. Ama bir bakımdan daha ağır basıyor o da duygusallık. Bu filmde biraz öne çıkan bu duygusallık unsuru olmuş. Yer yer gözler boncuk boncuk olabiliyor. Özellikle Creed’in Rock’nin geçtiği sokaklardan geçmesi, onun antreman salonu, tavukları kovalaması ve en önemlisi o merdivenleri tırmanışları. İlk filmde koşarak tırmandığı merdivenleri, ağır ağır ve sendeleyerek çıkarken görünce insan bir duygulanıyor. O kollarını açıp, arkadan yükselen şarkının eşliğinde coşkuyla zıpladığı sahne gözlerimin önüne geldi. : Hikaye olarak çok başarılı olmuş. Ve yeni bir serinin başlangıç filmi olmuş. Bundan sonrası yine Rocky gibi mi devam eder yoksa farklı bir yol mu çizilir zaman gösterecek. Normalde Oscar’ı alacak isim olarak Mark Rylance’ı düşünüyorum. Hala da görüşüm o yönde ama. Şu filmde Sylvester, o mimikleri, konuşma tarzı ve harika oyunculuğu ile adaylık anlamında güçlü duruyor. Ve adamın yaşı da epey geçti artık. 1976 da vermedikleri Oscarı 40 yıl sonra yerine teslim edelerse hiç şaşırmam. Hatta altın kürede yaptığı konuşmayla daha da bir anlamlı hale getirdi, Rocky karakterini. Alırsa çok sevinirim. İyi seyirler…