Nymphomaniac Vol II (2013)

Danimarkalı aktör yönetmen Lars Von Trier’in Deccal (Antichrist) and Melankoli ile sürdürdüğü aykırı filmler serisine Nymphomaniac ile devam ediyor. Nemfomanyak bir kadın olan Joe’yu merkezine alan film, baş karakterinin doğumundan 50 yaşına kadar olan hayatına, özellikle de cinsel serüvenlerine odaklanıyor. Soğuk bir kış gecesi yakışıklı bir bekar olan Seligman, yolda dövülmüş halde Joe’yu bulur. Onu evine getirip, yaralarını sarar. Joe bu adamın evinde dinlenirken kendi hikayesini de anlatmaya başlar…

Nymphomaniac Vol II (2013)

Konusu

Danimarkalı aktör yönetmen Lars Von Trier’in Deccal (Antichrist) and Melankoli ile sürdürdüğü aykırı filmler serisine Nymphomaniac ile devam ediyor. Nemfomanyak bir kadın olan Joe’yu merkezine alan film, baş karakterinin doğumundan 50 yaşına kadar olan hayatına, özellikle de cinsel serüvenlerine odaklanıyor. Soğuk bir kış gecesi yakışıklı bir bekar olan Seligman, yolda dövülmüş halde Joe’yu bulur. Onu evine getirip, yaralarını sarar. Joe bu adamın evinde dinlenirken kendi hikayesini de anlatmaya başlar…

Filmin oyuncu kadrosu ise Charlotte Gainsbourg, Stellan Skarsgård, Stacy Martin, Shia LaBeouf, Jamie Bell, Christian Slater, Uma Thurman ve Willem Dafoe gibi pek çok sürpriz ismi bir araya getiriyor.

Yorum

Filmin iyi yönleri: Filmin bazı bölümleri gerçekten çok iyiydi. Filmdeki aksan çok tatlıydı ve dinlemeye doyamadım. Cümleler oldukça iyi yazılmıştı, argo kısmını geçersek, gerçekten de bir dil-edebiyat uzmanından yardım alınmış gibi, cümlelerin çoğu muhteşemdi. Verdiği bazı fikirler ve savunduğu bazı görüşler çok iyiydi. En azından bir kaç gün etkisinden çıkılamayacak bir filmdi, vesselam.

Kötü yönleri: Bir kere, ben düz seyirci halimle filmin sonunu bundan 6 film saati önce (ilk filmin ilk sahnelerinde) gayet net bir şekilde biliyordum zaten. Koskoca yönetmen beni bile şaşırtamadı. Ayrıca, bu filmde resmen arak kokusu aldım. Ben altı tane film sayabildim, esinlenilmiş ya da bire bir aynısı. Bir ara altı filmin özetini izliyorum falan sandım o derece. Tek tek yazmaya hem üşeniyorum hem sürprizi bozmayayım (ama hepsi aklımda).

Ayrıca, müzikler fenaydı. Sadece en sondaki şarkı fena değildi, onu da Gainsbourg seslendirmiş. 1.50'de çalan bir klasik müzik parçası var, ben artık bu parçayı yüz milyonuncu kez sinema filmlerinde duymaktan usandım. bunu çalacaksınız diye yasa çıkmış herhalde (Burdan sonra aynı parçayı Lucy filmi de kullandı).

Son olarak, Lars Trier (ki von ekini adına asil durmak için kendiliğinden ekleyen bir zat) oldukça sevdiğim bir yönetmendi diyebilirim. Duygusal çalkantıları var, tamam, hatta belki bu durum güzel eserler vermesini sağlıyor. Bir ara dedi ki ailem beni öyle kuralsız yetiştirdi ki çıplaklar kampından çıkmazdık. Bir ara dedi ki Yahudiyim, yok yok Katoliğim, yok yaaa ateistim (ki bizi zerre kadar ilgilendirmez). 2011'de Cannes'da öyle bir konuşma yaptı ki Hitler'i çok seviyorum dedi gibi oldu ve adamı banladılar. Bunun üstüne de İtiraf:2' de Hitler'e 'eleştiride' bulundu.

Hani rüzgar nereden eserse oraya dönen tipler vardır ya, aynı onun gibi. Popüleriteye göre din ve siyasi görüş değiştiriyor. Filmlerini de popüler kültür kendisini ayıplamasın diye buna alet ediyor (yok yok kızmayın bana bak ne olur ben de sizin gibi düşünüyorum moduna girip). O saatten sonra da vay ben sanat filmi yapıyorum, vay ben Dogme 95 çiyim, aman ben ne kadar farklıyım, sanat sanat içindir falan diye saçmalamasın bence, sanat Trier içindir, belli.

Tepkiniz Nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow