La Casa de Papel

Bir suç dehası planını gerçekleştirmek üzere polisi ustalıkla yönlendirirken sekiz hırsız, rehineler alarak kendilerini İspanya Kraliyet Darphanesine kilitlerler.

La Casa de Papel

Konusu

Bir suç dehası planını gerçekleştirmek üzere polisi ustalıkla yönlendirirken sekiz hırsız, rehineler alarak kendilerini İspanya Kraliyet Darphanesine kilitlerler.

Yorum

dün gece itibariyle bitirdiğim ispanyol death note’ı. v for vendettacı devrimci romantikleri orgazm etmesine şaşırmadım. ha başlı başına kötü mü bir yapım mı? tabii ki hayır. kesinlikle izlenmeye değer ancak yerlere göklere sığdıramayanlara ve hatta dünyanın en iyi dizisi ilan edenlere ağız dolusu bir siktir çekiyorum. insanları bu diziye bağlayan en önemli etken, hissettirdiği heyecandan ziyade, el profesorün de dediği gibi bizi brezilya milli takımına karşı kamerun milli takımını desteklemeye iten o hissiyattır. kısaca fikirlerimi ve karakterlerle alakalı düşüncelerimi de yazayım.

eleştiriyle başlayayım. bu kadar kötü çekilmiş çatışma sahneleri herhangi bir türk dizisinde yer alsaydı şu an bütün izleyiciler bunun dalgasını geçiyor olurdu. tokyo’nun darphaneye girişi sırasında onlarca özel timin ve keskin nişancının dağlara taşlara nişan alması tam bir fiyaskoydu. berlin’in ve geyşası kenafir gözün birlikte yakın mesafede polislerle çatıştığı sahnede çanakkale savaşında harcanan kurşunla aynı sayıda kurşun harcanmasına rağmen berlin kamikaze yapmasa sanırım sabaha kadar çatışma izleyecektik. ispanya’nın en büyük soygunu, tüm dünyanın gözü burada ancak bizim eşkiyalar kaçma evresindeyken havalimanları, limanlar, otoyollar polisler tarafından tutulmamış ve ellerini kollarına sallayarak gidiyorlar. bunlar da yetmezmiş gibi o kadar emeğin, planın sonucunu 5 dakikaya sıkıştırmak da neyin nesi? 20-25 yıllık kariyerini iki çift aşk sözüne satan raquel bacıya ne demeli? belki de şöyle düşünmek gerek: bu tip komik hatalar olmazsa sermaye sahiplerini yenmek imkansız sanırım.

berlin karakterinin bu kadar tutmasının sebebi kadınların centilmen psikopatlara olan zaafından kaynaklanıyor. narsistik kişilik bozukluğundan muzdarip katmerli bir psikopat ancak o kadar zeki ve soğukkanlı ki kadınlar en çok berlin’e abayı yakmış durumda. sanırım bütün erkekler bu detaydan bazı dersler çıkarmalılar. tokyo denilen kars kaşarı ise dizinin sevişme yükünü çekmesi için oluşturulan ısınamadığım bir karakter oldu. jigolosu rio ile olan sorunlu ve teenage ilişkileri beni içine çekemedi açıkçası. sürekli sorun sorun, siktirin gidin bir köşede sevişin ayak bağı olmayın diye diye dilimde tüy bitti. nairobi berlinle beraber dizinin en güzel ikinci ismiydi. eğlenceli, komik, yapıcı. ha ayrıca bu kadına çirkin diyen tek kelimeyle kadından anlamıyor demektir. tokyo’dan metres, nairobi’den eş olur beyler eş. aklınızı toplayın. denver biraderim saf bir anadolu çocuğu. askerlik haricinde köyünden çıkmamış. parayı belki de en çok hak edenlerden birisiydi. helali hoş olsun. yüzü hep gülsün. moskov bok yoluna gittin be güzel abim. eroincilerin arasına attığın eski karının bedduasıydı belki. rip. monica şıllığına son ana kadar gıcık kapsam da silahı kapıp polislerle çatıştığı an kalbimi kazanıverdi. kıvırcık saçlarına kurban olsunlar. arturo‘ya neden yükleniyorsunuz lan? koyun gibi oturup beklesinler mi? tabii ki mücadele edecek. el profesör zekisin, merhametlisin(muhtemelen başak burcusun) ama sevişme fırsatını da kaçırmıyorsun. senin uçkurun yüzünden bu adamlar içeride kafayı yiyordu az daha lan. tamam raquel bacımızın vücut ölçüleri tahrik edici ama planı riske atmak için bahane değil bunlar.

six feet under tarzı bir finalle kahramanlarımızın şu an ne yapmakta olduğunu gösteren enstantenelere yer verselerdi daha hoş olacaktı. ne yapalım yapacak bir şey yok.

Tepkiniz Nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow