Yapımcılığını aynı zamanda Duffer Kardeşler’in Stranger Things’inin de yapımcısı olan Shawn Levy ve Dan Cohen ikilisi üstlendiği,  The End of the F***ing World’ün yaratıcısı Jonathan Entwistle’ın hem yönetmenliğini hem de senaryosunu üstlendiği I Am Not OK with This’ten bir tanıtım teaser’ı paylaşıldı.

The End of the F***ing World’ün yazarı olan Charles Forsman’ın aynı isimli çizgi romanından uyarlanan I Am Not Okay with This; yeni edindiği süper güçlerle, aile hayatıyla ve cinselliği ile başa çıkmaya çalışan 15 yaşındaki bir gencin hikayesine odaklanıyor. Netflix’in son zamanlarda en kıvırdığı konulardan biri olan “coming of age” yapımlarının arasına popülaritesiyle kendini yerleştirecek gibi gözüken dizi, 8 bölümden oluşacak.

Oyuncu kadrosunda Sharp Objects ve It gibi yapımlarla adından söz ettiren Sophia Lillis‘in yanı sıra Sofia Bryant, David Theune, Wyatt Oleff, Richard Ellis ve Kathleen Rose Perkins gibi isimlerin yer aldığı I Am Not OK with This, 26 Şubat’ta yayınlanacak ilk bölümüyle Netflix’te yerini alacak.

Yorum

fena değil. netflix dizilerinde dünyanın tamamı gay, lezbiyenmiş gibi davranmalarına her ne kadar kıl oluyorsam da dizi hoşuma gitti. 20 dakikalık bu tür diziler gerekiyor. tek sıkıntısı ilk sezon için çok kısa. en azından adamın kim olduğunu, amacı falan öğrenmeliydik.

şimdi bekle birkaç yıl yeni sezon çıksın da izleyelim amk. bu tür çerezlik dizilere kimse game of thrones beklentisiyle başlamıyor. denk gelinirse izlenir. ilk sezondaki kemik kitle neyse ikinci sezonda daha da altına düşüyor. sonra da dizileri kimse izlemiyor diye netflix kaldırıyor.

diziyi anlatacak olursam kısaca babası intihar etmiş annesinin baktığı genç bir kız çeşitli sorunlar yaşamakta. işte bir şeyleri hareket ettirme, insanlara zarar verme gibi. bunun üzerinden gidiyor dizi. netflix evreninde bir noktada oluyor. böyle 10 yıl sonra falan bu dizileri ortak bir evrene sokarsa hiç şaşırmam. çünkü tarih aralığı aynı, renkler aynı, türler aynı… hadi bakalım izleyin bence zaten su gibi akıyor. 140 dakika.

bir şeyi sevmiyor olabilirsin, eleştiriyor olabilirsin. onlara göre en ufacık şeyi eleştiriyorsan onu deneyimlememelisin. yani ülkedeki çoğu şeyi muhtemelen eleştiriyor ama hala ülkede yaşıyor. tuttuğu takımın çoğu şeyini eleştiriyor ama hala takımını tutmaya devam ediyor. netflix bu ülke için gerekli. alternatifleri çıksa, youtube red uçuşa geçse, amazon prime daha çok içerik üretse falan o zaman tartışılır netflixin gerekliliği. şu dar fikirliliğinizden bir kurtulun ya.